Ahmet Fakih Kimdir? Eserlerinden Örnekler
Ahmet Fakih kimdir? Eserlerinden örnekler... XIII. yüzyıl şairleri... Divan edebiyatı... Divan şiiri... Türk şiiri... Butik Kitap'ta bugün...
Ahmet Fakih kimdir? Eserlerinden örnekler
XIII. yüzyıl divan şairi Ahmed Fakih hayatı boyunca coşku halinde yaşayan bir Mevlevi’dir ancak onu Bektaşiler de sahiplenir. 40 yıl riyazette kalmıştır. Horasan'dan geldiği bilinmektedir. Mevlana’nın babası Bahaüddin Veled’in öğrencisidir. Ahmed Fakih’in öteki ismi Sula Fakih, Süli Fakih ya da Derviş Fakih de olabilir. 83 beyitlik bir kaside olan ve mefâîlün/mefâîlün/feûlün vezni ile kaleme aldığı Çarhname’nin tek kopyası, Eğirdirli Hacı Kemal’in Camiü’n Nezair’inde yer almaktadır. Söz konusu şiiri bilim âlemine ilk defa Fuat Köprülü tanıtmıştır. Diğer özelliklerini maddeler halinde verelim:
- Çarhname'de Arapça ve Farsça sözcük sayısı çok fazladır. Bunlar da dinsel terimlerdir fakat öz-Türkçe sözcükler de vardır.
- Dinsel bir öğüt kitabı olan Çarhname’de aruz kusuru çoktur. Dünyanın geçiciliği, ibadet, günahlar vb. konular üstünde durmuştur.
- Bu yapıtını kaleme alırken Eflakî’nin Menakıbü’l Arifin’ini ile Muhyiddin’in Hızırname’sinden faydalanmıştır.
- Bektaşî velayetnameleri bu şairden söz etmektedir.
- Kendi velayetnamesi de bulunmaktadır.
- Zaviyesinin ismi Dervâza-i Ahmettir.
- Bunların yanı sıra Kitab-ı Evsaf-ı Mesacidi’ş Şerife isimli bir yapıtı olduğu ve bunu da hac ziyaretinin dönüşünde yazdığı sanılmaktadır. Şam, Mekke, Medine ve Kudüs’ü anlatmaktadır. mefâîlün/mefâîlün/feûlün vezniyle yazdığı bu eseri Hasibe Mazıoğlu tanıtmıştır.
Çarhname'den örnekler
Diriga çarhırı elinden hezaran
Ki kılmıştır muattal bunca karan
Bilir misin niçün geldin cihana
Seni kulluğ içün yarattı Sultan
Bu dünyaya niçün pek yapışırsın
Seni andan koparır çarh-ı devran
Bu rızk içün nice teşviş çekersin
Usandı rızk yiyü ağzında dendan
Meğer girip sin içinde yatasın
Beş on arşun bez ile yahud üryan
Ne mağrursun cihanın lezzetine
Nice bir yürüyesin şad ü handan
Kaza yayı ecel okların atar
Sana dahi dokuniser ol oktan
Yıkılırsa bu göklerle bu yerler
Kamusu oliserdir külli viran
Kıyamet kopıcağız bil hakikat
Kelebek gibi dağıla bu insan
Yaradılmış cemil öliserdir
Kalıserdir heman ol Ferd ü Rahman
Yarın anda halayık cem’ oliser
Kimi kayguya batmış kimi şadan
Sual eyleyiserler ettiğinden
Tutar azalarını anda lerzan
Bizi korktuğumuzdan kurtar ey Hak
Bize ayruk tapıtma anda hicran
Cemalin bize göster yarın anda
Behakk-ı Mustafa vü mah-ı taban
Gel imdi ol Resul’ün sünnetin tut
Kim anı tutsa olur şah-ı merdan
Bu dünya lezzetine mağrur olma
Bu nefsi beslemegil hemçü hayvan
Ecel camı şarabın çün içesin
Düşesin ayrı kamu dostlarından
Yalınızca yatasın sin içinde
Ne bilem şah m’olursun ya perişan
De imdi bunda anın yarağın gör
Ki sana yari kıla Hayy ü Subhan
İbadet kıl Hak içün gece gündüz
İbadettir bilirsin genc-i pinhan
Kaza-yı asümani çün erişir
Ölüme kimsene olmaz peyendan
Gelecek nesne gelir çare yoktur
Gerek sen yaş yerine ağlağıl kan
Ölüm bir kapıdır geçmek gerektir
Beraber anda sultan ile çoban
Yaradılmış bu şerbetten tadiser
Ulu kiçidürür ol işte yeksan
Bu bir rençtir ki hiç derman bulunmaz
İlaç bulmadılar Bukrat ü Lokman
Ecel sayrulığı çün kim erişe
Tımar etmez ana yüz bin tabiban
Nebi zindan demiştir dünya içün
Nite rahat oliser ehl-i zindan
Diriga kim uçiser kuş kafesten
Diriga kim çürüyiser bu ebdan
Diriga yatiseriz sin içinde
Geçiser üstümüzden nice ezman
Nebi vü hem veli kurtulmadı hiç
Ölüm şerbetin içüp verdiler can
Bize hod ne hesap anlara nisbet
Ecelden kaçmağa yoktürür imkan
Çalabım çün ölüme uğrarız biz
Ayırma son nefesimiz imandan
Pes ölüm haktır elbette ölürsün
Sana imdi e derviş kibr kandan
Tevazu eyle bunda has ü ame
Kim anda olmayasın zar ü giryan
Hoca Ahmed Fakih