Ahmet Fakih Kimdir? Eserlerinden Örnekler

Ahmet Fakih kimdir? Eserlerinden örnekler... XIII. yüzyıl şairleri... Divan edebiyatı... Divan şiiri... Türk şiiri... Butik Kitap'ta bugün...

11 Mar 2022 Genel 972

Ahmet Fakih kimdir? Eserlerinden örnekler

XIII. yüzyıl divan şairi Ahmed Fakih hayatı boyunca coşku halinde yaşayan bir Mevlevi’dir ancak onu Bektaşiler de sahiplenir. 40 yıl riyazette kalmıştır. Horasan'dan geldiği bilinmektedir. Mevlana’nın babası Bahaüddin Veled’in öğrencisidir. Ahmed Fakih’in öteki ismi Sula Fakih, Süli Fakih ya da Derviş Fakih de olabilir. 83 beyitlik bir kaside olan ve mefâîlün/mefâîlün/feûlün vezni ile kaleme aldığı Çarhname’nin tek kopyası, Eğirdirli Hacı Kemal’in Camiü’n Nezair’inde yer almaktadır. Söz konusu şiiri bilim âlemine ilk defa Fuat Köprülü tanıtmıştır. Diğer özelliklerini maddeler halinde verelim:

  • Çarhname'de Arapça ve Farsça sözcük sayısı çok fazladır. Bunlar da dinsel terimlerdir fakat öz-Türkçe sözcükler de vardır.
  • Dinsel bir öğüt kitabı olan Çarhname’de aruz kusuru çoktur. Dünyanın geçiciliği, ibadet, günahlar vb. konular üstünde durmuştur.
  • Bu yapıtını kaleme alırken Eflakî’nin Menakıbü’l Arifin’ini ile Muhyiddin’in Hızırname’sinden faydalanmıştır.
  • Bektaşî velayetnameleri bu şairden söz etmektedir.
  • Kendi velayetnamesi de bulunmaktadır.
  • Zaviyesinin ismi Dervâza-i Ahmettir.
  • Bunların yanı sıra Kitab-ı Evsaf-ı Mesacidi’ş Şerife isimli bir yapıtı olduğu ve bunu da hac ziyaretinin dönüşünde yazdığı sanılmaktadır. Şam, Mekke, Medine ve Kudüs’ü anlatmaktadır. mefâîlün/mefâîlün/feûlün vezniyle yazdığı bu eseri Hasibe Mazıoğlu tanıtmıştır.

Çarhname'den örnekler

Diriga çarhırı elinden hezaran
Ki kılmıştır muattal bunca karan

Bilir misin niçün geldin cihana
Seni kulluğ içün yarattı Sultan

Bu dünyaya niçün pek yapışırsın
Seni andan koparır çarh-ı devran

Bu rızk içün nice teşviş çekersin
Usandı rızk yiyü ağzında dendan

Meğer girip sin içinde yatasın
Beş on arşun bez ile yahud üryan

Ne mağrursun cihanın lezzetine
Nice bir yürüyesin şad ü handan

Kaza yayı ecel okların atar
Sana dahi dokuniser ol oktan

Yıkılırsa bu göklerle bu yerler
Kamusu oliserdir külli viran

Kıyamet kopıcağız bil hakikat
Kelebek gibi dağıla bu insan

Yaradılmış cemil öliserdir
Kalıserdir heman ol Ferd ü Rahman

Yarın anda halayık cem’ oliser
Kimi kayguya batmış kimi şadan

Sual eyleyiserler ettiğinden
Tutar azalarını anda lerzan

Bizi korktuğumuzdan kurtar ey Hak
Bize ayruk tapıtma anda hicran

Cemalin bize göster yarın anda
Behakk-ı Mustafa vü mah-ı taban

Gel imdi ol Resul’ün sünnetin tut
Kim anı tutsa olur şah-ı merdan

Bu dünya lezzetine mağrur olma
Bu nefsi beslemegil hemçü hayvan

Ecel camı şarabın çün içesin
Düşesin ayrı kamu dostlarından

Yalınızca yatasın sin içinde
Ne bilem şah m’olursun ya perişan

De imdi bunda anın yarağın gör
Ki sana yari kıla Hayy ü Subhan

İbadet kıl Hak içün gece gündüz
İbadettir bilirsin genc-i pinhan

Kaza-yı asümani çün erişir
Ölüme kimsene olmaz peyendan

Gelecek nesne gelir çare yoktur
Gerek sen yaş yerine ağlağıl kan

Ölüm bir kapıdır geçmek gerektir
Beraber anda sultan ile çoban

Yaradılmış bu şerbetten tadiser
Ulu kiçidürür ol işte yeksan

Bu bir rençtir ki hiç derman bulunmaz
İlaç bulmadılar Bukrat ü Lokman

Ecel sayrulığı çün kim erişe
Tımar etmez ana yüz bin tabiban

Nebi zindan demiştir dünya içün
Nite rahat oliser ehl-i zindan

Diriga kim uçiser kuş kafesten
Diriga kim çürüyiser bu ebdan

Diriga yatiseriz sin içinde
Geçiser üstümüzden nice ezman

Nebi vü hem veli kurtulmadı hiç
Ölüm şerbetin içüp verdiler can

Bize hod ne hesap anlara nisbet
Ecelden kaçmağa yoktürür imkan

Çalabım çün ölüme uğrarız biz
Ayırma son nefesimiz imandan

Pes ölüm haktır elbette ölürsün
Sana imdi e derviş kibr kandan

Tevazu eyle bunda has ü ame
Kim anda olmayasın zar ü giryan

Hoca Ahmed Fakih