Ahmet Arif Hasretinden Prangalar Eskittim
Ahmet Arif Hasretinden Prangalar Eskittim şiiri... Ahmet Arif şiirlerini toplumcu-gerçekçi edebiyat anlayışına göre yazmıştır. Hasretinden Prangalar Eskittim isimli şiirde de toplumcu-gerçekçi tavrını devam ettirmektedir. Yazının tamamı Butik Kitap'ta...
Ahmet Arif Hasretinden Prangalar Eskittim
Bir kavga ve mücadele şiiriyle karşı karşıyayız. Şair, sözlerini en duyarlı ve her kalbe işleyen bir sözlükten seçmiş. Sevdiği kadını iyi çocuklara ve kahramanlara anlatmak isteyen şair, iyilerin karşısına kötüleri koyarak bunlara sevgilisini anlatabileceğini söylemiş. Belki böylece onlar da doğru yolu bulur, kötülüklerden vazgeçer. Görüyoruz ki sevgilisini anlatması, olumsuzlukların ortadan kalkmasını sağlayacak, çünkü sevgilisi iyi bir insan.
Ama bir yandan da sevdiği kadına hasrettir. Çok zaman geçmiştir, bir sürü kış... Dünya işlemeye devam etmektedir ama o hala sevgilisine kavuşamamıştır ve onu kimseciklere anlatamamıştır. Bundan dolayı "hasretinden prangalar eskittim" demektedir. Bu mısra, geçen zamana, yaşanan zorluklara ve sevgilisiz kalınca dünyanın bir zindan yeri olduğuna işaret etmektedir.
Şair, sevgilisini her yerde bağırmak ve anlatmak istemektedir. Belki böylece hasret bitecektir, ona kavuşacaktır. Dünaydaki her şey, onu duymalıdır. Kuyular, gökyüzü, ıssız yerler, kibrit çöpü, kurt kuş... her şey...
Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Sevgiler gizemini kaybetmiştir. Öpücüklerin anlamı yoktur. Böyle bir dünyada her şeyin iyisine layık bir sevgiliden bahsetmek, belki de dünyanın daha iyi olmasını sağlayacaktır. Sevgilisinin bulunmadığı bir dünyanın cehennem olduğunu düşünen şair, onun olmadığı bir dünyada üşüdüğünü de belirtmektedir.
Hasretinden Prangalar Eskittim
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
Ahmet Arif