Cumhuriyet Dönemi Hikaye Sanatı

Cumhuriyet dönemi hikaye sanatı dendiğinde akla pek çok isim gelir. 1923'ten itibaren edebiyatımızın çehresi değişmiş, yeni ve farklı türler denenmeye başlanmıştır. Hikayecilik de bundan nasibini almıştır. Cumhuriyet döneminde olay ve durum hikayelerinin dışında postmodern hikayeler ile bireyin iç dünyasını esas alan hikayeler de yazılmıştır. Ayrıntılar yazımızda...

20 Apr 2021 Genel 678

Cumhuriyet dönemi hikaye sanatı

Cumhuriyet döneminde birbirinden farklı pek çok değerli hikayecimiz vardır. Önceki dönemin aksine, hikayede yeni tarzlar denenmeye başlanmış, konular çeşitlenmiş, yazarlar çok farklı bakış açılarını kullanmaya başlamıştır. Bu dönemde Sait Faik oldukça önemli bir isimdir. 1930'da yazmaya başlayan Sait Faik, hikayenin yapısını değiştirmiş, klasik giriş, gelişme ve sonuç kısımlarını kaldırmıştır. Bireyi merkeze alan yazar, sıradan insanın modern yaşamda deneyimlediği zorluklardan bahsetmiştir. 1940'tan sonra, özellikle I. Dünya Savaşı'yla birlikte toplumda meydana gelen değişimler işlenmiş, özellikle Ahmet Hamdi Tanpınar sosyal hayattaki sorunları bireylere bakan taraflarıyla da ele almıştır.

Ya sonraki dönemler...

1950'lerde ise küçük insan merkeze alınmıştır. Halikarna Balıkçısı yani Cevat Şakir Kabaağaçlı gibi yazarlar küçük ve sıradan Ege insanını anlatmıştır. Bu insanın dertlerini varoluş sorunlarıyla dile getirmiştir. Psikolojik bir bakış açısı geliştirmiştir. 1960'lı senelerde hikayecilerin sayısı artmıştır. Sol ve eğitim enstitüsü kökenli yazarlar, köyü, sosyal hayattaki eşitsizlikleri, işçi ve kasabalıların çektikleri sıkıntıları anlatmıştır. Erdal Öz ve Talip Apaydın gibi sol ve sosyalist yazarların dışında bireyin iç dünyasını psikolojik bir dikkatle inceleyen Yusuf Atılgan gibi yazarlar da vardır. 1970'li senelerde de siyaset öykünün konusu olmuştur. Yine bu dönemde sol ve sosyalist yazarlar, küçük insanın yaşam kavgasını anlatmış, halkın sıkıntılarına tercüman olmaya çalışmıştır. 1980'den sonra da benzer öyküler yazılmış, Doğu ve Güneydoğu Gerçekleri dile getirilmiştir.

Postmodern Öykücüler

1980'lerden sonra postmodernizm akımının etkisiyle bazı öykücüler yeni bir anlatım tarzı geliştirmiştir. İhsan Oktay Anar bunların başında gelir. Zaten romanlarını da postmodern edebiyat anlayışına göre yazan romancı, hikayelerinde de bu üslubu sürdürmüştür. Hilmi Yavuz da anlatılarıyla postmodernist edebiyata katkıda bulunmuştur. Bilge Karasu'yu da bu anlayışa dahil etmek lazımdır. Cumhuriyet dönemi hikaye sanatı gerçekten çok renklidir.