Kırmızı Saçlı Kadın Özet
Kırmızı Saçlı Kadın özet... Orhan Pamuk... Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk... Baba-oğlul ilişkisi... Odipus Kompleksi... Firdevsi... Şehname... Detaylar Butik Kitap'ta...
Kırmızı Saçlı Kadın özet
Orhan Pamuk'un romanın başkahramanı Cem, 1980'li yılların başlarında, İstanbul'da ailesiyle bir arada yaşamaktadır. Lise öğrencisidir. Devrimci örgütlere mensup olan babası onlarda uzak bir hayat yaşamaktadır. Her ne kadar bir arada olsalar da babası kimi zaman onları terk etmektedir. Cem, babasını çok sevmesine karşın aralarındaki uzaklığın farkındadır. Bu yüzden annesine daha fazla bağlıdır. Eczacı olan babasına Cem her gün yemek götürmektedir. Bir gün babası eve gelmez, annesinden babasının bir daha onların yanına gelmeyeceğini öğrenmiştir. Cem, bu yüzden iş aramaya başlamıştır. Ekonomik sıkıntılar yaşamamak ve üniversiteyi kazanmak üzere dershaneye gitmesi gerektiğinden çalışması lazımdır. Evvela Deniz Kitabevi'nde işe girmiş, ardından da kuyuculuk yapmaya başlamıştır.
Cem, Mahmut Usta'nın yanında işe girmiştir. Cem ile Mahmut Usta kısa süre içinde çok iyi anlaşmıştır. Bir müddet sonra Cem, ustasını babası yerine koymuş görmeye başlamış ve ustasına karşı içinde çok büyük bir saygı duymuştur ama günler geçer iken 10 günde bitecek olan iş 1 aydır bitmemiştir. Su, hala çıkmamıştır. Cem de bu esnada kırmızı saçlı bir kadına aşık olmuştur. Bu kadın bir tiyatroda oynamaktadır. Her gün bu kadını görmek üzere merkeze inen Cem, genç kadını izlemektedir. Eşinin olmadığı bir gün kırmızı saçlı kadınla birlikte olmuştur Cem. Cem ile Mahmut Usta, akşamları birbirlerine öyküler anlatmıştır. Bir seferinde Cem, Mahmut Usta'ya babasını katleden Kral Oipidus'u ve Şehname'yi anlatmıştır. Bir gün Cem, bir aymazlık eseri olarak ustasının üzerine kovayı düşürmüş, onun öldüğünü düşünerek de olay yerinden kaçmıştır.
Seneler sonra evlenen Cem, birisinden mektup almıştır. Mektubu yazan kişi oğlu olduğunu belirtmektedir. Bir inşaat işi için daha önce Mahmut Usta'yla çalıştığı Öngören'e giden Cem, oğluyla kuyu başında tartışmış. Belindeki silahı çıkarmış, oğlu Enver de onu orada yanlışlıkla öldürmüştür. Hapse giren Enver de bu kitabı yazmaya başlamıştır.