Edebiyat Nedir? Edebiyat Bir Sanat mıdır?

Edebiyat nedir? Edebiyat bir sanat mıdır yoksa bilim dalı mıdır? Edebiyatın özellikleri nelerdir? Butik Kitap, edebiyat sözcüğünün ne anlama geldiğini, geçmişte nasıl algılandığını sizin için araştırdı...

17 Apr 2021 Genel 5203

Edebiyat nedir?

"Edebiyat" kelimesi, Arapçadanda dilimize geçen “edeb” sözcüğünden türemiştir.  Osmanlı döneminde kurallara uygun, güzel yazı yazma anlamında kullanılmış, “ilm-i edeb, ilm-i aruz, ilm-i şiir” gibi kelimelerle karşılanmıştır. Edebiyatın güzel sanatlarla ilişkili kısmı da belagat bilimi içerisinde yer bulmuştur. Güzel sanatların fonetik sanatlar alt dalı içerisinde yer alan edebiyat, pek çok farklı tanıma sahiptir.

Tanzimat Edebiyatı’nda Arapça “edeb” kelimesinden, Fransızca “literature” kelimesinin karşılığı olarak türetilmiştir. “Edeb”, Arapçada “yemeğe davet” anlamına gelmektedir; sonradan bu kelime, “nefis riyâzâtı ve iyi ahlak”anlamlarında kullanılmıştır. Genel itibarıyla edeb, Osmanlı edebiyatında “ahlak, fazilet, güzel huy ve hayırlı amel” anlamlarında kullanılmıştır. Edebin iki amacı vardır: Bunlardan ilki, manzum ve mensur söz söylemekte yetenek ve ustalık kazanmak, ikincisi ise Kur’ân-ı Kerim’deki ayetleri ve Hz. Peygamber’in sözlerini yorumlamaktır.

Malzemesi dil, kaynağı yaşantılar, hayal gücü ve yaratıcılık olan edebiyat; yazarı, okuru ve konusu insan olan bir sanat türüdür. İnsan, yüzyıllar boyunca kendisini ifade etmek, zihnini ve iç dünyasını çevresindekilere açmak istemiştir. Söze dayanan edebiyat sanatı da insana bu imkânı sağlamıştır. Bu manada edebiyat sanatının ana meselesi yazarın/insanın duygu, düşünce ve hayallerini, muhatabına güzel bir surette ve heyecan uyandıracak bir biçimde aktarması, heyecan ile dilin izdivacını sağlamasıdır.

Edebiyat metni yazar ile okur arasında estetik bir iletişim geliştirir. Yazar, edebî nitelikli bir eser yazarken hayatın yer yer çelişir görünen gerçeklerini idrak ettikten ve onların içinden birtakım ayıklamalar, seçmeler, değiştirmeler ve eklemeler yaptıktan sonra dilin imkânlarını kullanarak yeni bir bütünlük, özel bir yapı meydana getirmektedir. Yazarın ayna tuttuğu ve kurguladığı hayat, bir problem olarak okurun zihnini de meşgul etmektedir. Edebî eserde ifadesini bulan aşk, savaş, varlık, dünya, din, cinsellik, ölüm ve ayrılık gibi temalar, bir toplumun tüm üyeleri tarafından merak edilmektedir. Edebiyat sanatçısı da tüm toplumun merakını muhayyilesini dile dökerek gidermekte, okura veya dinleyiciye bu sorunlarla ilgili bakış açısı kazandırmaktadır.

Edebiyat, hem bir sanat hem de bir bilim dalıdır. Kelimelerin oluşturduğu estetik bütünlüklerle ortaya konan roman, şiir, hikâye, deneme gibi edebî türlerin belli amaçlarla (vakit geçirme, eğitme, eğlendirme vs.) okunması ve estetik haz duyulması edebiyatın sanatsal cephesini oluştururken edebi eserin belli metotlarla incelenmesi, anlaşılmaya çalışılması ve derin yapısının çözümlenmesi (psikanaliz, sosyolojik eleştiri, metin şerhi, edisyon kritik vs.) ise edebiyatın bilimsel cephesini oluşturmaktadır.

İsmail Çetişli'ye göre edebiyat sanatı ya da edebi eser;

itibarî bir dünya ekseninde şekillendirilmiş bir muhteva; bu muhtevanın en güzel ve en etkili biçimde sunulmasını üstlenmiş bir edebî dil; muhteva-dil ikilisinin ferdî ve orijinal kompozisyonundan teşekkül etmiş bir yapı, bunların dışındaki daha pek çok unsurun birbirleriyle birlik ve bütünlük prensibi dâhilindeki çok yönlü ilişkileri ve edebîlik potası içindeki sentezinden meydana gelmiş bir üslûp çerçevesinde teşekkül etmiş karmaşık, ama estetik bir terkiptir.”